Erzincan depremi ve merkezi Gölcük olan deprem, Türkiye için iki büyük felaket olmuştur. 26 Aralık 1939 yılında Erzincan’da gerçekleşen deprem, 7,2 büyüklüğünde meydana gelmiştir. 30.000’den fazla insanın vefatıyla sonuçlanmış, sayısız yıkıma sebep olmuştur. 17 Ağustos 1999 yıllında ise sabaha karşı Türkiye’nin Kocaeli iline bağlı Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ağır can kaybı ve hasara sebep olmuştur. 18 bin 373 kişi hayatını kaybetmiştir.
17 Ağustos depreminden sonra Türkiye’de bu konuya dair bilinç ve eğilim artmıştır. Depremin izlerini silmek için yapılan çalışmaların yanı sıra bir daha böyle bir yıkımın olmaması için gerekli önemlerin alınması her fırsatta dile getirilmeye başlanmıştır. Bilinmektedir ki Türkiye bir deprem bölgesidir.
Verilen bilgilere göre Türkiye’nin yüzölçümünün %92’si deprem kuşağında bulunmaktadır. Bu gerçekten kaçılmayacağını anlayan Türkiye’de, birçok rapor ortaya çıkmıştır. Kentsel dönüşüm çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Binaların depreme dayanıklı hale gelmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Fakat eleştiriler de beraberinde gelmiştir. Bu çalışmalar ve önlemler yeterli mi, sorusu akıllarda bulunmaktadır.
Her yıl 17 Ağustos’ta sevenlerini kaybedenler ve o acı günü yaşayanlar, sevdiklerini anıyor ve depremin yıkıcı tarafını hatırlatıyor. Bu depremden sonra, 1999 yılından itibaren çeşitli zamanlarda deprem konusu gündeme gelmeye devam ediyor. Yaraların sarılması için yapılan çalışmalar yine de o günün izlerini tam olarak silmeye yetmemiştir. Denizin dibinde o güne dair izler bulunmaktadır. Depremde Gölcük’ün Değirmendere ilçesinin bir kısmı denizin altında kalmıştır ve bugün dalış yapanlar bu izlerle karşılaşmaktadır.
Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğinin unutulmaması adına yapılan etkinlikler önemlidir. Deprem adına yazılan raporlar, alınan önlemler sürekli dile getirilir. Deprem bölgesi olması sebebiyle bölgede yapılan eserlerin de buna göre inşa edildiği belirtilir. Burada ilk akla gelen Mimar Sinan örneğidir. Yüzlerce yıldır ayakta kalan bu yapılar, felaketler göz önüne alınarak yapılmaktadır. Süleymaniye Camii, Mimar Sinan tarafından Büyükçekmece’deki köprü bunlara verilecek örneklerden sadece iki tanesidir. Yapılması gereken bu hassasiyeti ve başarıyı devam ettirmektir.
Etkinliklerin önemi bu noktada anlaşılmaktadır. Araştırmacı-gazeteci İsmail Kahraman, bu konudaki hassasiyetini fotoğraf ve gazete haberlerinden oluşan sergisini açarak göstermiştir. Sadece bir anlatıcı değil, o kara gecenin tanığı olduğu için dikkat çekilmesi gereken noktalara daha çok değinmiştir. Her ne kadar acı da olsa geçmişe dair bu arşivler, ileriki yıllarda aynı acıları yaşamamak adına önemlidir. İsmail Kahraman bunu “Geçmişten geleceğe ışık tutmak istedik.” sözleriyle ifade etmiştir. Depremle ilgili yazılan kitaplar, çekilen belgesellerin olması gerekliliğini de etmiştir. Bir müze oluşturarak ders ve ibret alınması çok önemlidir.
İsmail Kahraman, sosyal sorumluluk projesi kapsamında deprem bilincinin artması yönünde çalışmalarına hâlâ devam etmektedir. Bununla ilgili AFAD Kocaeli İl Müdürüyle, Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’le yaptığı konuşmalar, açtığı sergiler ve hazırladığı belgeler görülmektedir.
AFAD Kocaeli İl Müdürü Emin Koçan’ın deprem bilinci ile ilgili sözlerine kulak vermek gerekmektedir.
AFAD Kocaeli, çok yoğun bir tempoda çalışmaktadır. Türkiye Afet Müdahalesi etkinlikleri, eğitimleri, Kocaeli Üniversitesi’yle yapılan ortak çalışmalar, afetin ne olduğu ve ona karşı ne gibi önlemlerin gerektiği üzerinedir.
Her bölgenin afetlerinin ve onlara göre alınacak önlemlerinin farklılık göstereceğine işaret etmektedir. Emin Koçan’ın açıklamalarına göre sadece deprem değil; sel, heyelanlar, tehlikeli endüstriyel kazalar Kocaeli’nin afetleri olarak tespit edilmiştir. Tatbikatlar, afet sırasında en iyi şekilde hizmet edebilmek için hayati önem taşımaktadır. Kısacası AFAD gibi kurumlar oldukça önemlidir. Bu ve bunun gibi kurumlar ve tatbikatlar, aslında yaşanan acı kayıplardan sonra edinilen bilincin de bir sonucudur.
Geniş bir arşive sahip olan İktav Kütüphanesi’nde araştırmacı-gazeteci İsmail Kahraman tarafından Kocaeli İlyas Şeker’in açıklamaları oldukça önemlidir. Öncelikle unutulmamalıdır ki Kocaeli oldukça eski bir kültüre sahiptir. Kültürel olarak bu birikim, sanayi şehri olmasıyla gölgelenmemelidir.
İlyas Şeker, 17 Ağustos’un bir şahidi olarak konuya daha hassas bir yaklaşımı bulunmaktadır. Derin yaralar ve ağır can kayıpları yaşanmasının sebebi deprem değil, binalar sebebiyledir. İlyas Şeker, 99 depremi sonrasında bir bilinç oluştuğunu ifade etmektedir.
Binalara daha çok önem verilmesi gerekliliğinin altını çizmektedir. Bütün çalışmalar, can kaybının olmaması üzerinedir. Kaybedilen her bina daha güzel bir şekilde yeniden yapılmıştır fakat kaybedilen canlar bir daha geri gelememiştir. Bu yüzden bu bilinç ve hassasiyet unutulmamalıdır. Bir bölgede kentsel dönüşümlerin meydana geldiğini hatırlatan İlyas Şeker, o yapılan binalardan kar elde etmeyi bırakmanın önemini vurgulamıştır.
İsmail Kahraman, depreme dikkat çekmek için depremden sonra gazetede yapılan haberler ve atılan manşetleri bugüne kadar muhafaza etmiş ve geçmişe dair bilgi almak isteyenler için bir kaynak oluşturmuştur. Bu arşiv sergisi, doğrudan o zamandan alınan bilgileri kapsadığı için ise ayrı bir önem taşımaktadır. Yapılan müdahale ve yardımlar, kayıplar bu arşivlerle ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’deki deprem gerçeğini sadece 17 Ağustos’la sınırlamak yanlış olacaktır. Sonraki yıllarda Elâzığ, Malatya, Van, İzmir gibi illerinde meydana gelen, can kayıplarının ve ağır hasarların olduğu depremler de anılması gerekmektedir. Oraya dair anma etkinliklerinin yapılması da önemlidir.
Deprem gerçeği bu ülkenin konusu ve gündemindedir. Bu sebeple ona karşı önlemler artırılmalı, bilincin yerleşmesi için etkinlikler sürmelidir.
Kaynakça
AFAD Müdürü ile Deprem Bilinci http://www.deprembilinci.com/blog/2021/12/13/afad-il-muduru-ile-deprem-bilinci/
Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker ile Deprem Gerçeği http://www.deprembilinci.com/blog/2021/10/06/kocaeli-milletvekili-ilyas-seker-ile-deprem-gercegi/
17 Ağustos Depreminin 22. Yıldönümü… 5 bin 840 kişi Hâlâ Kayıp https://www.hurriyet.com.tr/amp/gundem/17-agustos-depreminin-22-yil-donumu-5-bin-840-kisi-hala-kayip-41874629
Marmara Depremi’nin 22’nci yıl dönümü… Hayatını kaybedenler anıldı https://m.haberturk.com/marmara-depreminin-22-nci-yil-donumu-hayatini-kaybedenler-anildi-3164586-amp
İsmail Kahraman – Depremin Yıl Dönümünde Deprem Gerçeği Arşiv ve Kitapları Sergisi http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4306&t=makale
17 Ağustos 1999 Depreminin İzleri Deniz Altında Duruyor https://www.hurriyet.com.tr/gundem/17-agustos-1999-depreminin-izleri-deniz-altinda-duruyor-41874146
Deprem Gerçeğini Bir Kez Daha Yaşadık http://www.deprembilinci.com/blog/2020/01/27/deprem-gercegini-bir-kez-daha-yasadik/
Yazan Ülkü Tatar
Yazar ve Sahaf