Yörükler, göçebe hayatta doğal akışa uyum sağlamış ve onun şartlarına göre şekil almışlardır. Mevsim geçişlerinde yer değiştirmek ve coğrafi unsurlar geçim kaynağı olan hayvancılıkla doğrudan ilişkilidir. Yine de her Yörük grubunu kendi coğrafyasına göre değerlendirmek en doğrusudur. Genellersek, hayvancılık en fazla ilgilendikleri geçim kaynağıdır; ancak çeşitleri değişebilir diyebiliriz.
Anadolu’da yaylak ve kışlak şekillerde yaşayan Yörükler, geniş hayvan sürüleri sayesinde bulundukları yerlerdeki halkın et, yoğurt, peynir, yağ, süt gibi hayvansal gıda ihtiyaçlarının üretimini yaparlardı. Köy ve kasabadaki pazarlara iner, üretimlerini satarak; kendi ihtiyaçlarını karşılayabilirlerdi. Yörüklerin bölgelerine göre değişmekle beraber, en çok etinden, sütünden, derisinden ve yününden yararlandıkları hayvanlar; koyun ve keçi gibi ağır olmayan hayvanlardı. Bu yüzden kendilerine koydukları isimler koyun ve keçi isimlerini de kapsar: Karakeçili, Sarıkeçili vb. Yılın bahar zamanı geldiğinde, Yörükler yaylalara gitmek için eşekler, atlar ve bazen de develerden yararlanırlardı.
Yörükler yaylak ve kışlak alanları birbirine yakınsa ve coğrafi koşullar öyle yönlendiriyorsa, tarımla da uğraşırlardı. Osmanlı Devleti’nin Yörüklerden talebi, yılın bazı dönemlerinde yerleşik hayata geçmeleri ve tarımla uğraşmaları yönündeydi. Devletin belirlediği bataklık ya da ormanlık gibi alanları tarıma uygun hale getirmeleri için Yörüklerin tarımla ilgilendikleri de oluyordu. Bu zamanlarda yetiştirdikleri pamuk, pirinç, buğday gibi temel ürünler oluyordu.
Yörükler, -günümüzde de varlığını sürdürenler dâhil- kendi temel ihtiyaçlarını kendi çözümleriyle karşılardı. Örneğin, kendi ürettikleri keçeden çadır dikerler, keçinin kıllarından yastık / çul yaparlar ve koyun yününden de giyim malzemesi üretirler. Genelde günlük beslenmelerinde tarhana, bulgur gibi o coğrafyanın yaygın besin kaynakları bulunur. Çadırların içerisinde yemek pişirmek, uyumak ve sohbet etmek için ayrı bölümler olurdu. Binek hayvanlarının muhafaza edildiği daha büyük çadırlar bile vardı.