Gebze’de “Yörük Kültürü Paneli” Düzenlendi

Dr. Serhat ERAT PANEL YÖNETİCİSİ – AKADEMİSYEN (DR. ÖĞR. ÜYESİ)

AÇILIŞ KONUŞMASI

Yörükler, Türk Tarihi’nin her safhasında, bize tarihimiz ve kültürümüz hakkında, önemli bilgiler vermesi, Yörüklerin, geçmişimizi aydınlatan, bir ışık görevi görmesini sağlamıştır. Yörüklerin başlıca geçim kaynağının, hayvancılığa bağlı olması ve bu nedenle, sürekli otlakları takip etmesi ve göçebe yaşantı sürmeleri dolayısıyla, bağlı oldukları devletin, iskân politikaları gereğince, yeni fethedilen bölgelere, öncelikle, Göçebe Yörüklerin yerleştirilmesi, onların tarihsel süreç içerisinde, çeşitli coğrafyalara yayılmalarına neden olmuştur.

Günümüzde neredeyse tamamı, yerleşik hayata geçmiş bulunan Yörükler, yaşadıkları yörelerde, geçmişten taşıdıkları kültürel değerlerin izlerini, hala sürdürmektedirler. Günümüz toplumunda, yaşanan hızlı teknolojik ilerleme ile birlikte, yerleşik düzen, iletişim ve haberleşme teknolojileri alanındaki gelişmeler ve modern insanın, hayatını kolaylaştırırken, toplumun temelini oluşturan, dil, gelenek, görenek ve kültür gibi, değerlerin de tahribatına sebep olmaktadır.

Proje kapsamında Kaybolan Değerlerimiz ‘Yörük Kültürü’ değerlendirilerek, Gebze bölgesinde yaşayan Yörüklerin, kültürlerini, örf ve adetlerinin daha geniş kitlelere tanıtılması ile bu kültürel miras değerinin, gelecek nesillere, kültür erozyonuna uğramamış şekilde, aktarılmasını sağlamak hedeflenmektedir.

Sözlerime son vermeden önce davetimizi kabul ederek, her biri diğerinden değerli Sayın Konuşmacılara, geldikleri için, sunumları ile bilgimize bilgi katacakları için ve yine bu organizasyonun gerçekleştirilmesindeki emek ve katkıları için, proje işbirlikçileri ve destekleyen kurumlarımıza ve siz uzaktan yakından panelimize teşrif eden değerli misafirlerimize, sevgi ve saygılar sunarım.  Sanıyorum konuşmacılarımız, Yörüklerin, dünü bugünü ile Kültürlerinin, gelecek nesillere aktarımı ve bu yolda verdikleri mücadeleler hakkında, bizleri ziyadesiyle süremiz elverdiği ölçüde aydınlatacaklardır.

  1. PANELİST

MEHMET ÖZER                                OĞUZ BOYLARI KONFEDERASYON BAŞKANI

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN MEHMET ÖZER, 1945 YILINDA SIĞIRLIK MERASI DENİZLİ KÖYÜNDE DOĞDU. MESLEK LİSESİ MEZUNU OLAN ÖZER, 1996 YILINDA ÖNCE KOCAELİ YÖRÜKLER DERNEĞİNİ KURDU VE 14 YIL BAŞKANLIĞINI YAPTI VE DAHA SONRA DA YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONUNU KURARAK 3 YIL BAŞKANLIĞINI YÜRÜTTÜ. 

SAYIN ÖZER, HALEN OĞUZ BOYLARI KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANLIĞINI 5 YILDIR YÜRÜTMEKTE VE AYNI ZAMANDA MÜTEAHİTLİK YAPMAKTADIR.

KONUŞMA ÖZETİ

KONUŞMASINDA SAYIN MEHMET ÖZER;

YÖRÜKLERİN ÇOK ZOR ŞARTLARDA YAŞAM MÜCADELESİ VERDİKLERİ HATTA BU ZOR ŞARTLARI HAYVANLARI İLE PAYLAŞTIKLARINDAN SÖZ ETTİ.

YÖRÜK AİLESİNDE HERKESİN SORUMLULUKLARINI PAYLAŞTIĞINI, OKUMA YAZMA ORANININ AZ OLDUĞUNU, OKUMAYA GİDENLERİN İSE TEKRAR ZOR ŞARTLARA YAŞAMAMAK VE ÇOBAN OLMAMAK İÇİN GERİYE DÖNMEDİĞİNİ BU YÜZDEN DE YÖRÜK KÖYÜNDE YAŞAYANLARIN SAYILARINDA AZALMA OLDUĞUNDAN BAHSETTİ. KIŞ ŞARTLARI ZORLAŞTIKÇA HAYVANLARA BAKMANIN DAHA ZOR OLDUĞUNU YAZA VARDIKLARINDA İSE YAYLALARA ÇIKTIKLARINI BELİRTTİ VE ÜÇ AY YAYLADA KALDIKTAN SONRA SIĞIRLIĞA DÖNÜP YÖRÜK AİLELER İÇERİSİNDE EVLENME DURUMU OLANLAR İÇİN ORTAK DÜĞÜN MERASİMİ YAPTIKLARINI HATTA MADDİ İMKANLARI OLMAYANLARA DA HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKARAK MERASİME DAHİL ETTİKLERİN SÖZ EDEREK PAYLAŞMANIN VE İŞBİRLİĞİ VE SORUMLULUĞUN ÖNEMİNDEN BAHSETTİ.     

  • PANELİST

ABDULLAH KÖKTÜRK                    EĞİTİMCİ, KAMU YÖNETİCİSİ, PROJE KOORDİNATÖRÜ

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN ABDULLAH KÖKTÜRK, 1955 YILINDA İZMİT GÜVERCİNLİK KÖYÜNDE DOĞDU. BALIKESİR NECATİBEY EĞİTİM FAKÜLTESİ, TARİH BÖLÜMÜ MEZUNUDUR. UZUN YILLAR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI BÜNYESİNDE ÖĞRETMEN VE İDARECİ OLARAK ÇALIŞTI. 1994 YILINDA ÇALIŞMA HAYATINA DERİNCE BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI OLARAK DEVAM ETTİ VE 2002 YILINDA İSE ÇEVRE ORMAN BAKANLIĞINDA DAİRE BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ YÜRÜTTÜ.

2004 YILINDA BEKİRPAŞA BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLEN SAYIN KÖKTÜRK, BU GÖREVİNİ 2009 YILINDA BELEDİYENİN KAPATILMASI NEDENİYLE TAMAMLADI VE EMEKLİ OLDU.

ANCAK SAYIN ABDULLAH KÖKTÜRK, BİRİKİM VE TECRÜBESİNİ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE PAYLAŞARAK KAMU YÖNETİMİ VE PROJE KONULARINDA DERSLER VERMEYE BAŞLADI.

SAYIN KÖKTÜRK, HALEN BELEDİYE VE ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ İLE HAYATA GEÇİRİLEN ‘ÇOÇUK ÜNİVERSİTESİ’ PROJESİNDE KOORDİNATÖR OLARAK İŞ YAŞAMINA DEVAM ETMEKTE VE BİRÇOK STK’ YA DESTEKLERİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR.

KONUŞMA ÖZETİ

KONUŞMASINDA SAYIN ABDULLAH KÖKTÜRK;

YÖRÜKLERİN, MANAVLARIN VE TÜRKMENLERİN AYNI KÖKTEN GELDİKLERİNDEN BAHSETTİ. ESKİDEN HER YÖRÜĞÜN EVİNDE BİR TEZGAH OLDUĞUNU VE DOKUMA KONUSUNDA MAHARETLİ OLDUKLARINI BELİRTTİ.

YERYÜYÜNDE YÖRÜKLERİN SADECE BİR YÖNÜYLE ÖVÜNEN BİR MİLLET OLMADIKLARINI BİZLER ŞEHİRLİYİZ, KÖYLÜYÜZ VE SANATIN HER ALANINDA VARIZ VE BU YÖNÜYLE DE ŞEHİRLER KURMUŞUZ, İCATLAR YAPMIŞIZ DEDİ. BİLİMİ VE AKLI BULUŞTURAN İİMAM BURİNİ GİBİ ÇOK ÇALIŞKAN BİR ECDATA SAHİP OLDUKLARINDAN BAHSEDEREK İSTANBULU FETHEDEN FATİH SULTAN MEHMED’İN TOPLAR DÖKTÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ.      

ANADOLU DA YÖRÜKLERİN KURDUĞU MEDENİYETLERİN VARLIĞINDAN SÖZ EDEREK HALİME ANA GİBİ YÖRÜKLER İÇERİSİNDE KADINLARIN YERİNİN YÖRÜKLERİN VARLIĞINDA, YAŞANTISINDA VE KARARLARINDA ETKİN ROL OYNADIKLARINI SÖYLEDİ.

SON OLARAK YÖRÜKLERDE CUMA SOHBETLERİ VE KAYNAŞMAŞMANIN ÖNEMİNDEN BAHSEDEREK, BÖLGEDE YEREL DOKUYA UYUMLU BİR YERLEŞİM YERİ KURULMASI KONUSUNDA TEMENNİLERİNİ İLETTİ.

  • PANELİST

SULTAN ŞAHİN                                EĞİTİMCİ, ARAŞTIRMACI

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN SULTAN ŞAHİN, DERİNCE DOĞUMLU OLUP GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ MEZUNUDUR.

SAYIN ŞAHİN, HALEN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KÖRFEZ MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ, ORHANGAZİ ANADOLU LİSESİNDE TARİH ÖĞRETMENİ OLARAK ÇALIŞMAKTADIR. HOCAMIZIN AYNI ZAMANDA DERİNCE VE SIĞIRLIK YÖRÜKLERİYLE AKRABALIK İLİŞKİSİNİN YANISIRA YÖRÜK KÜLTÜRÜ İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALARI DA MEVCUTTUR.

KONUŞMASINDA SAYIN SULTAN ŞAHİN;

ATA ERKİL BİR YAPIDAN GELİNSE DE ÖZELLİKLE YÖRÜKLERDE KADININ EVİNİN DİREĞİ OLDUĞUNU VE BU DURUMUN BUGÜNE DE TAŞINDIĞINI GÖRDÜKLERİNİ, KADINLARIN ÇOK ZOR ŞARTLARDA YAŞADIKLARINI, SORUMLULUKLARININ ÇOK FAZLA OLDUĞUNU ANCAK BUNA RAĞMEN YİNEDE ÇOK MUTLU OLDUKLARINDAN BAHSETTİ.

YÖRÜK KÖYÜNDEKİ GÜNLÜK YAŞAMLARINDAN BAHSEDEREK, GELENEKLERİNDE OLAN TEMİZLİK ALIŞKANLIKLARININ HER DURUMDA VE ŞARTTA DA YERİNE GETİRDİKLERİNİ SÖYLEDİ. SIĞIRLIK KÖYÜNDEKİ KENDİ KÜÇÜKLÜĞÜNDEKİ HATIRALARINI ANIMSADIĞINI VE SÜT SAĞIMINDAN PEYNİR YAPIMINA KADAR TÜM AŞAMALARI BİZZAT YAPTIĞINI VE YÖRÜK KADINININ ÜRETKENLİĞİNDEN BAHSETTİ. ZOR KIŞ ŞARTLARINA RAĞMEN KADINLARIN HER ZORLUĞUN ALTINDAN GELDİĞİNİ, ÇAMAŞIRLARI VE HAFTALIK TEMİZLİKLERİNİ SOHBETLER İLE EĞLENCELİ HALE GETİRDİKLERİNİ VE ÇOK FEDAKÂR OLDUKLARIN ÖZELLİKLE DE DOKUMA KONUSUNDA Kİ MAHARETLERİNDEN, YEMEK YAPMA KONUSUNDA Kİ UZMANLIKLARINDAN VE DÜĞÜN GİBİ MERASİMLERE VERDİKLERİ ÖNEMİ VURGULADI.

  • PANELİST

İSMAİL KAHRAMAN                      ARAŞTIRMACI, GAZETECİ, BELGESEL YAPIMCISI

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN İSMAİL KAHRAMAN, 1960 YILINDA; GİRESUN İLİ ESPİYE İLÇESİ SOĞUKPINAR BELDESİNDE DOĞDU. 1978 YILINDA GEBZE’DE GAZETECİLİĞE BAŞLADI VE BAŞTA TRT VE ANADOLU AJANSI OLMAK ÜZERE ÇOK SAYIDA GAZETENİN TEMSİLCİLİĞİNİ VE MUHABİRLİĞİNİ YAPTI. SAYIN KAHRAMAN, GEBZE GAZETESİ VE GEBZE FM’İ KURDU VE BİRÇOK DERGİ VE BELGESEL TV PROGRAMLARI ÇEKTİ VE KİTAPLAR YAZDI.

HALEN BAŞTA TGRT TV OLMAK ÜZERE BİR ÇOK TV KANALI İÇİN ‘DEV-İ ALEM’ VE ‘BELGESEL YAYINCILIK’ ADLI PROGRAMLARI HAZIRLAMAKTA, DANIŞMANLIK VE SUNUCULUĞUNU YAPMAKTADIR.  KÜLTÜR BAKANLIĞI BELGESEL YAPIM VE YETKİ SAHİBİ OLAN SAYIN KAHRAMAN TÜRKİYE’DE 80 İL DÜNYA’DA İSE 70’DEN FAZLA ÜLKEYE TURİZM ELÇİLİĞİNİN YANISIRA ÇOK SAYIDA BELGESEL ÇEKİMİ, KONFERANS, PANEL VE SEMİNER VERMEK ÜZERE DAVETLİ OLARAK KATILMIŞ OLUP BİRÇOK BASIN KURULUŞU, RESMİ VE ÖZEL KURULUŞ TARAFINDAN ÇOK SAYIDA ÖDÜL, DERECE VE BAŞARI BELGESİ İLE ÖDÜLLENDİRİLMİŞTİR.

SAYIN KAHRAMAN AYNI ZAMANDA SÜREKLİ SARI BASIN KARTI SAHİBİ OLUP ARAPÇA VE OSMANLICA BİLMEKTEDİR.

KONUŞMASINDA SAYIN İKSMAİL KAHRAMAN;

1978’DE YANİ 40 YIL ÖNCE YÖRÜKLER OBASINA GİTTİĞİNİ VE YÖRÜK KÖYÜNDEN VE İNSANLARINDAN ÇOK ETKİLENDİĞİNİ O DÖNEMDE YAKLAŞIK KÖYDE KIRK KADAR ÇADIR OLDUĞUNU ANCAK YİRMİ YIL SONRA GEBZE’DE GAZETECİLİĞE BAŞLADIĞINDA TEKRAR OBAYA GİTTİĞİNİ VE MAALESEF ÇADIR SAYISININ NEREDEYSE YARIYA İNDİĞİNİ ÜZÜNTÜYLE GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ.

YÖRÜKLERİN BU BÖLGEYE BİLİNÇLİ OLARAK OSMANLILAR TARAFINDAN YERLEŞTİRİLDİĞİNİ VE YÖRÜJLERİN ASKERİYEYE VERDİĞİ DESTEKTEN BAHSEDEREK YÖRÜKLERİN OSMANLININ TEMEL TAŞI OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

TARİH , KÜLTÜR VE MEDENİYET KONUSUNDA KIRK YIL ÖNCESİNE AYNA TUTTUKLARINI, DEVLETİMİZİN GEÇ DE OLSA YÖRÜKLERE SAHİP ÇIKTIĞINI BU YOLDA ARKADAŞLARI İLE BERABER VERDİKLERİ UZUN MÜCADELELER SONUCUNDA TAPULARINI ALDILARINI VE BÖLGENİN YÖRÜK BÖLGESİ OLMASI KONUSUNDA Kİ TEMENNİLERİNİ İLETTİ.

  • PANELİST

ADEM SARI                        SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN ADEM SARI, 1963 YILINDA KOCAELİ İLİ KANDIRA İLÇESİNDE DOĞDU. 1985 YILINDA EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLDU. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EDİRNE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNDE 2 YIL ÖĞRETMENLİK YAPTI VE SONRASINDA BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ OSMANLI ARŞİVİ DAİRE BAŞKANLIĞINDA 8 YIL GÖREV YAPTI.

1995 YILINDA AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİNE ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLARAK GÖREVE BAŞLADI VE OSMANLICA DERSLERİ VERDİ. 1997 YILINDA SAKARYA ÜNİVERSİTESİNE GEÇİŞ YAPTI VE HALEN ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ BÖLÜMÜNDE ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLARAK ÇALIŞMAKTA OLUP, OSMANLICA VE İYİ DERECEDE İNGİLİZCE BİLMEKTEDİR.

KONUŞMA ÖZETİ

KONUŞMASINDA SAYIN ADEM SARI;

YÖRÜKLERİN OSMANLININ KURUCU UNSUR OLDUĞUNU, ÖNCE AKINCI, FETİH SIRASINDA ASKER SONRASINDA İSE BU YÖRELERİ ELDE TUTAN BİRLİKLERİ OLUŞTURDUKLARINI SÖYLEDİ. OSMANLININ GÜVENİLİR İNSANLARI İSTANBUL’UN ETRAFINA YERLEŞTİRDİĞİNİ VE FETİH SONRASINDA DA İSTANBUL’A GÜVENİRLİKLERİ NEDENİYLE DE YÖRÜKLERİ BU BÖLGEYE TAŞIDIKLARINI VE İKAMETLERİ SAĞLADIKLARINDAN BAHSETTİ. BU BÖLGELERE YERLEŞEN YÖRÜKLERİN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİNE KORUDUKLARINDAN SÖZ ETTİ VE SON OLARAK YÖRÜKLERİN MİLLİ MÜCADELE SIRASINDA VERDİKLERİ ÖNEMLİ KATKILARDAN BAHSETTİ.

  • PANELİST

DR.İBRAHİM KAHRAMAN                          ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI, ARAŞTIRMACI,

                                                                               KAMU YÖNETİCİSİ

ÖZGEÇMİŞ

SAYIN İBRAHİM KAHRAMAN, 1950 YILINDA; BOLU İLİ GEREDE İLÇESİNDE DOĞDU. 1974 YILINDA ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNDEN MEZUN OLDU VE ANKARA NUMUNE HASTANESİNDE UZMANLIĞINI TAMAMLADI. ANKARA VE KOCAELİNDE UZMAN DR. OLARAK GÖREV YAPTI. AK PARTİ KURUCU ÜYELİĞİ VE BAŞKAN YARDIMCILIĞI, KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAŞKAN DANIŞMANLIĞI VE YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNİ YÜRÜTTÜ.

BİRÇOK BİLİMSEL ETKİNLİK VE ÇALIŞMALAR YAPAN SAYIN DR. İBRAHİM KAHRAMAN, ÇOK SAYIDA MAKALE YAZDI. BUGÜNE KADAR ÇOK SAYIDA SİVİL TOPLUM KURULUŞUNUN YÖNETİMİNDE BULUNDU VE BAŞKANLIĞINI YÜRÜTTÜ.

HALEN BİRÇOK SİVİL TOPLUM KURULUŞUNDA VE KAMU YÖNETİMİNDE AKTİF GÖREVLER YÜRÜTMEKTE OLUP İNGİLİZCE VE FRANSIZCA BİLMEKTEDİR.

KONUŞMA ÖZETİ

KONUŞMASINDA SAYIN DR. İBRAHİM KAHRAMAN;

DEDESİNDEN ALDIĞI ŞUURLA SOSYAL HİZMETLERE ÖNEM VERDİĞİNİ, SN. İSMAİL KAHRAMAN BEYDEN BÖLGEDEKİ YÖRÜKLERİN VARLIĞINI ÖĞRENDİĞİNİ VE BU KONUDA ARAŞTIRMALAR YAPTIĞINI BELİRTTİ. BÖLGEDE YAŞAYAN YÖRÜKLERİN VARLIĞI KONUSUNDA ÇABALAR GÖSTERDİKLERİNİ, DEVLET İLE YÖRÜKLERİ BULUŞTURDUKLARINI VE DEVLETİNDE YÖRÜKLERE SAHİP ÇIKARAK TAPULARINI VERDİKLERİNİ SÖYLEDİ.

TARİH, KÜLTÜR VE MEDENİYET KONUSUNDA KIRK YIL ÖNCESİNE AYNA TUTTUKLARINDAN

  • PANELİST

İRFAN TATLIOĞLU                          ORHANELİ BELEDİYE BAŞKANI

ÖZGEÇMİŞ

1962 YILI ORHANELİ DOĞUMLU. İLK VE ORTA ÖĞRENİMİNİ ORHANELİ’DE, LİSE EĞİTİMİNİ İSE BURSA DEMİRTAŞ ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ’NDE TAMAMLADI. 1979 YILINDA İSTANBUL YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNÜ KAZANDI. ANCAK O DÖNEMDE YAŞANAN SİYASİ KARIŞIKLIKLAR VE AİLESİNİN İSTEĞİYLE, ÜNİVERSİTEYE KAYDINI YAPTIRMAYARAK,  TİCARİ HAYATA ATILDI.

SİYASİ YAŞAMINA 1978 YILINDA MİLLİ TALEBE BİRLİĞİ İLE BAŞLAYAN TATLIOĞLU, REFAH PARTİSİ VE AK PARTİ’DE ÇEŞİTLİ GÖREVLERDE BULUNDU. 28 MART 2004 YILI YEREL SEÇİMLERİNDE ORHANELİ BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİ. 3 DÖNEMDİR ORHANELİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ YÜRÜTEN TATLIOĞLU, AYNI ZAMANDA TÜRKİYE-TÜRK DÜNYASI YÖRÜK TÜRKMEN BİRLİĞİ İLE BURSA ULUDAĞ YÖRÜK TÜRKMEN DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANIDIR.

“SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ” İLKE EDİNEN TATLIOĞLU, ÖZELLİKLE YAŞLI, KADIN VE ENGELLİ BİREYLERİN EĞİTİMİ VE İSTİHDAMINA YÖNELİK ÇOK SAYIDA PROJEYE İMZA ATARAK, ORHANELİ’NİN BU ALANDA ‘ROL MODEL’ OLMASINI SAĞLADI.  TATLIOĞLU AYRICA YÖRÜK VE TÜRKMEN KÜLTÜRÜNÜN YAŞATILMASI İÇİN ÜLKE ÇAPINDA ÇALIŞMALARINI ARALIKSIZ SÜRDÜRMEKTEDİR.

KONUŞMA ÖZETİ:

KONUŞMASINDA SAYIN İRFAN TATLIOĞLU; 

YÖRÜKLERİN ÖNCELERİ FARKLI ALGILANDIKLARI ANCAK KONUYA ÖNEM VERDİKÇE KONUYA SAHİP ÇIKILDIKÇA HERKESİN YÖRÜK OLMAKTAN MUTLULUK VE ONUR DUYDUĞUNDAN SÖZ ETTİ. YÖRÜK DENİLDİĞİNDE ÖZÜ SÖZÜ BİR ADAM GİBİ YAŞAYAN MÜTEVAZI PAYLAŞMAYI VE KOMŞULUĞA ÖNEM VEREN BİR TOPLUM ANLAŞILDIĞINI SÖYLEDİ. SON OLARAK DEĞERLERİMİZİ VE ÖZELLİKLE DE BİZİ İNSAN YAPAN DEĞERLERİ ASLA UNUTMAMAMIZ GEREĞİNDEN BAHSETTİ.

İSTANBUL ETRAFINDA TÜRKMEN YERLEŞİMİ VE SIĞIRLIK YÖRÜKLERİ

DEĞERLİ ABLALARIM ABİLERİM DEĞERLİ PANELİST ARKADAŞLARIM: BURADA YÖRÜKLERDEN SÖZ EDİYORUZ. YÖRÜKLER TÜRKİYE’Yİ OLUŞTURAN ALELADE GURUP DEĞİLDİR. YÖRÜKLER OSMANLI DEVLETİNİN KURUCU UNSURUDUR. SADECE KURUCU UNSURU DEĞİLDİR. YÖRÜK DENDİĞİNDE OSMANLI DEVLETİNİN FETİHLERİNİN ÖNCESİNDE AKINCI, SONRASINDA EVLAD-I FATİHAN VE BULUNDUKLARI BÖLGELERDE SAVAŞIN VE BARIŞIN YÜKÜNÜ ÇEKEN OSMANLI’NIN ASIL UNSURUDUR. BEN KONU BAŞLIĞIMA “İSTANBUL’UN ETRAFINDA TÜRKMEN YERLEŞİMİ VE SIĞIRLIK YÖRÜKLERİ” BAŞLIĞINI VERDİM. TABİİ SÖZÜNÜ EDECEĞIM HER CÜMLE BAŞLIBAŞINA BİR KONU AĞIRLIĞINDA. ÖNCELİKLE ANADOLU’NUN FETHİNDE YÖRÜKLER AKINCI  BİRLİKLERİNDE YER ALDILAR. FETİHLER DÖNEMİNDE OSMANLI’NIN ASKERİYDİ. SONRASINDA DA BURALARI ELDE TUTAN BİRLİKLERİ OLUŞTURUYORLARDI. DAHA FATİH ÖNCESİNDE İSTANBUL FETH EDİLMEDEN ÖNCE BÜTÜN OSMANLI SULTANLARI İSTANBUL’U FETH EDEBİLMEK İÇİN İSTANBUL’UN ÇEVRESİNE GÜVENİLİR TOPLULUKLAR YERLEŞTİRDİ. ÇANAKKALE’DE BIGA’NIN BİR KISMI. LAPSEKİ HARİCİNDE VE GELİBOLU TARAFINDAKİ ECEABAT HARİCİNDEKİ BÜTÜN ILÇELER YÖRÜKLERLE İSKAN EDİLDİ. GELİBOLU’NUN TEKİRDAĞ TARAFINDA KEŞAN’A DA ADINI VEREN TOPKEŞAN YÖRÜKLERİ YERLEŞTİRİLDİ. MALKARA’YA PAŞAYİĞIT TÜRKMENLERİ YÖRÜKLERİ YERLEŞTİRİLDİ VE FETİH ÖNCESİNDE KOCAELİ YARIMADASI YÖRÜKLER VE TÜRKMENLERLE BUGÜN MANAV OLARAK İFADE ETTİĞİMİZ TÜRKMEN VE TATAR GURUPLARI YERLEŞTİRİLDİ. İSTANBUL FETH EDİLDİĞİNDE İLK ÖNCE TARAKLI VE GÖYNÜK’ÜN TÜRKMENLERİ YERLEŞTİRİLDİ. ARDINDAN AKSARAY, ÇARŞAMBA GİBİ DAHA SONRA RUMELİ’DEN ANADOLU’YA GÖÇLERLE DE BİRLİKTE DRAMA TÜRKLERİ KONAR GÖÇERLERİ YERLEŞTİRİLDİ. İSTANBUL’UN FETHİNDEN SONRA YÖRÜKLER VE TÜRKMENLER TABİİ YÖRÜKLER VE TÜRKMENLER DERKEN KIZILIRMAK’IN GÜNEYİNDEKİ KONAR GÖÇERLERE TÜRKMEN, KIZILIRMAK’IN BATISINDAKİLERE DE GENELLİKLE  YÖRÜK KELİMESİNİ KULLANIYORUZ. BUGÜN MANAV KELİMESİNİ DE YÖRÜKLERİN YERLEŞİK HAYATA GEÇMİŞ OLANLARI İÇİN KULLANIYORUZ ANCAK MANAV KELİMESİ SADECE YERLEŞİK HAYATA GEÇEN YÖRÜKLER İÇİN YETERLİ DEĞİL. MANAV KELİMESİ ÇOK FARKLI ALANLARDA DA KULLANILIYOR TABİ ORAYA GİRMEK İSTEMİYORUM AMA SADECE ŞUNU İFADE ETMEK İSTİYORUM TÜRKMEN’İN KONAR GÖÇERİNE “YÖRÜK” DENİR AMA TÜRKMENİN YERLEŞİĞINE DE “YATUK” DENİR. ABDULLAH ABİ İTİRAZ EDECEK MİSİN? (İFADEME KARŞI ABDULLAH KÖKTÜRK;) “KIRGIZİSTAN VE TÜRKMENİSTAN BÖLGESİNDE TOPLULUKLARIN ÖNDE GİDENİNE MANAV DENİR AYNI ZAMANDA” DEDİ. MESELA KANDIRA BÖLGESİNDE YAPTIĞIM ARAŞTIRMALARDA TABİ BİZ TÜRKLER, TÜRKMENLER OĞUZLAR. BİR DEFA KANDIRA’NIN YARISI DEMİYEYİM DE ÜÇTE BİRİ TATAR. BİR KISMI KARLUK TÜRKÜ, BİR KISMI ÖZBEK OĞUZ DA DEĞİLLER DOLAYISIYLA TÜRKMEN DE DİYEMİYORUZ. BUNLARA KANDIRA BÖLGESİNDE MARMARA HAVZASINDA KÜLTÜREL BİRLİK OLUŞTURDUKLARI İÇİN MANAV DİYORUZ. VE YİNE SÖZÜ FAZLA UZATMADAN 1800’LERDE OSMANLI DEVLETİ NÜFUS SAYIMI DA YAPIYOR BU ARADA BAKIYOR Kİ OSMANLI’DA ŞU KADAR NÜFUS VAR AMA VERGİ ALAMIYORUZ NEDEN VERGİ ALAMIYORUZ? KİMLERDEN VERGİ ALAMIYORUZ YÖRÜKLERDEN, KONAR GÖÇERLERDEN VERGİ ALAMIYORUZ, DEMİŞ VE BUNLARI DA BİR PROJE KAPSAMINDA YERLEŞİK HAYATA GEÇİRMİŞ. İŞTE BUGÜN DAHA ÖNCEDEN BERİ BÖLGEDE VAR OLAN YÖRÜKLERİN ÜZERİNE SIĞIRLIK YÖRÜKLERİ VE YİNE KARADENİZ KIYISINDA BABALI’DAN KARASU DENİZKÖY’E KADAR O BÖLGEDE SAHİL KESİMİNE YÖRÜKLERİ OSMANLI DEVLETİ YERLEŞTİRMİŞ.  BUNLARIN  KISMEN ŞU ANDA KONAR GÖÇERLİK YAPANLARI  YOK AMA BÖLGEDE YİNE KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİNİ DEVAM ETTİRİYORLAR. MUHTEMELEN BU BÖLGEYE KARADENİZ’DEN GELEN KONTROLSÜZ GÖÇLERİ ÖNLEMEK AMACIYLA YERLEŞTİRİLMİŞ. KIYI KESİME YERLEŞTİRİLMESİNİN SEBEBİNİ BÖYLE GÖRÜYORUM. BİLDİĞİM KADARIYLA BABALI KÖYÜ YÖRÜKLERİNİN BURADA KARADENİZ’DEN GELEN KONTROLSÜZ GÖÇLERİ KONTROL ETME GÖREVİ OLDUĞUNU BİLİYORUM ÇÜNKÜ BU BÖLGEYE GELİP SIZAN BİR TAKIM TOPLULUKLAR ÜÇ BEŞ YIL  VEYA SEKİZ ON YIL BÖLGEDE KALABİLMİŞLER AMA BABALI YÖRÜKLERİ BUNLARI ORADA PEK FAZLA RAHAT BIRAKMAMIŞ VE İZMİT’İN DAHA İÇ BÖLGELERİNE YERLEŞMİŞLER. DOLAYISIYLA YÖRÜKLERİN BULUNDUĞU BÖLGE KONTROLSÜZ GÖÇLERDEN MUHAFAZA EDİLEN BİR BÖLGE. YİNE BU BÖLGE KONTROLSÜZ GÖÇLERİN YANISIRA MİLLİ MÜCADELEDE DE ANADOLU’YA GÖÇLERDE ÖNEMLİ KATKI SAĞLADI. BU BÖLGE HALKI İSTANBUL’DAN ANKARA’YA GEÇENLERİ MANAVIYLA TÜRKMENİYLE YÖRÜĞÜYLE GÜVENLİ BİÇİMDE İZMİT’E ADAPAZARI’NA KADAR ULAŞTIRDILAR. BUGÜN BİZ ÖZ TÜRK KÜLTÜRÜNÜ KAYBOLAN YÖRÜK KÜLTÜRÜNÜ ANLATMAYA GELDİK AMA BEN YÖRÜK KÜLTÜRÜNÜN KAYBOLACAĞINA İNANMIYORUM YÖRÜK KÜLTÜRÜ KAYBOLURSA TÜRK MİLLETİ TARİHTEN SİLİNİR TEŞEKKÜR EDERİM. (1.5.55’DEN1.15.44’E KADAR)

ADEM ARI’YA SORULAN SORU

“EFENDİM ADEM HOCAMA SORUYORUM: SAYIN HOCAM BUGÜNKÜ KANDIRA VE TAŞKÖPRÜ  BÖLGESİNDEKİ MANAV DEDİĞİMİZ TÜRKLERİMİZ BURALARA NE ZAMAN YERLEŞMEYE BAŞLAMIŞ ANADOLU ÜZERİNDEN Mİ KARADENİZ ÜZERİNDEN Mİ GELMİŞTİR BU KONUDA BİLGİNİZ VAR MI EFENDİM? TEŞEKKÜR EDERİM.

ADEM ARI; “TÜRKLERİN 1071’DEN İTİBAREN ANADOLU’YA GELMEYE BAŞLADIĞINI GÖRÜYORUZ. TÜRKLER 1071’DE ANADOLU’YA GELİYOR. 1085 YILINDA İZNİK SELÇUKLU DEVLETİ’Nİ KURUYORLAR. HAÇLI SEFERLERİ BAŞLADIKTAN SONRA BU KIYI KESİMDEKİ TÜRKMENLER İÇERİLERE ÇEKİLİYORLAR YANİ NE DİYELİM. YANİ MARMARA’DAN BURSA’YA AŞAĞI DOĞRU BİR HAT ÇİZELİM ANTALYA’YA KADAR OLAN HATTIN BATISINDA OLANLAR İÇERİYE ÇEKİLİYOR. ADAPAZARI’NDA OSMANLI BEYLİĞİ İLE CANDAROĞLU BEYLİĞİ ARASINDA SAKARYA NEHRİ SINIR. SAKARYA NEHRİNİN ÖTESİNDE KALANLAR OSMANLI ÖNCESİNDEN KALANLAR.  OSMANLI BEYLİĞI SELÇUKLULAR ZAMANINDA FETH EDİLMİŞ HAÇLILAR ZAMANINDA KAYBETTİĞİMİZ TOPRAKLARDA KURULDU. VE YİNE BURAYA GELENLERE TATARLAR DEDİK. KANDIRA’NIN ÜÇTE İKİSİ YARISI DEMEDİM ARAŞTIRIRSAM YARISI DERİM DE YARISI DEMEYE DİLİM ŞİMDİLİK VARMIYOR. KANDIRA’NIN ÜÇTE BİRİNİ TATARLAR OLUŞTURUYOR. BUGÜN AKÇAOVA’NIN TAMAMI, TAMAMINA YAKINI  TATAR’DIR. İZMIT KANDIRA YOLUNUN İZMİT’TEN KANDIRA’YA GİDERKEN YOLUN SOL KISMININ TAMAMINA YAKINI TATAR’DIR. SAĞ TARAFI DA YİNE BADIN DIVANI FALAN DERLER TATARLARALTI DA DENİR ŞU ANKİ CEZAEVİNDEN KANDIRA ALTINA KADAR Kİ O VADİ TATAR’DIR. TATARLARIN BİR KISMI KARADENİZ’İN KUZEYİNDEN BALKANLARDAN GELME BİR KISMI TİMUR ZAMANINDA TİMUR’UN YERLEŞTİRDİĞİ TATARLARDIR. BUNUN HARİCİNDE BÖLGE İSTANBUL’A YAKIN OLDUĞU İÇİN CELALİ İSYANLARINDAN RAHATSIZ OLANLAR İSTANBUL’A GELEMİYORLAR İSTANBUL KABUL ETMEDİĞI IÇİN. İSTANBUL’A YAKIN KANDIRA, İZMİT, ADAPAZARI, BURSA ESKİŞEHİR BU BÖLGEDE BULUNUYORLAR AMA MANAVLARIN EN KARIŞIK YAPIDA OLANLARI KANDIRA İZMIT BÖLGESİNDE ÇÜNKÜ KÖY İSİMLERİNE BAKIYORUZ ÖZBEK KÖYÜ VAR TÜRKMEN KÖYÜ VAR AZAKLI KÖYÜ VAR AZAKLI KIRIM, ANTAPLI KÖYÜ VAR ANTEP, HORZUM KÖYÜ VAR HARZEM. SADECE KÖY İSİMLERİNE BAKTIĞIMIZDA BİLE DEĞIL TÜRKİYE’NİN TÜRK DÜNYASININ ÇOK DEĞİŞIK COĞRAFYALARINDAN GELENLERİN BURADA OLUŞTURDUĞU ORTAK BİR KÜLTÜRDÜR MANAV KÜLTÜRÜ DİYELİM” ŞEKLİNDE SORUYU CEVAPLANDIRDI.

SIĞIRLIK YÖRÜKLERİNDE KADININ  YERİ, ÖRF VE ADETLERİMİZ:

SIĞIRLIK YÖRÜKLERİNDE KADININ ÇOK ÖNEMLİ BİR YERİ VARDIR. ZOR VE MEŞAKKATLİ OLAN YÖRÜK  YAŞANTISINDA KADIN HEMEN HEMEN HER ŞEYDEN SORUMLUDUR. YÖRÜK KADINI SABAH ERKENDEN KALKAR, ÜZERİNE GÜNEŞ DOĞURMAZ. YÖRÜK KADINI  ÖNCE ÇADIRIN ATEŞİNİ YAKAR. İBRİĞİNİ OCAĞIN KENARINA YERLEŞTİREREK SICAK SU  HAZIRLAR. KIŞIN AİLE FERTLERİ BU SICAK SU İLE ELLERİNİ, YÜZLERİNİ YIKARLAR. ANA DİĞER YANDAN SABAH KAHVALTISINI HAZIRLAMIŞTIR. SABAHLARI  KAHVALTIDA ÇORBA İÇİLİRDİ.(TARHANA, ÖĞMEÇ…) ÇORBA BÜYÜK BİR TAŞA DÖKÜLÜRDÜ  VE İÇİNE EKMEK DOĞRANIRDI. SOFRA BEREKETİ İÇİN ELLER YIKANIR VE BESMELE  ÇEKİLİRDİ. BU ANA TARAFINDAN KÜÇÜK  YAŞTA  ÇOCUKLARA ÖĞRETİLİRDİ.

YÖRÜK KADINI  KAHVALTIDAN SONRA YENİ DOĞMUŞ YAVRULARIN ANNELERİNİ EMMELERİNİ SAĞLARDI.(KUZU,OĞLAK, BUZAĞI) EVİN HANIMI BÜTÜN YAVRULARIN ANNELERİNİ BİLİRDİ. EMDİRME İŞLEMİNDEN SONRAYAVRULAR ANNELERİNDEN AYRILIRDI.AĞILA KAPATILIRDI. EVIN KADINI ÇOBANIN AZIĞINI HAZIRLAR VE ÇOBANI HAYVANLARI OTLATMAYA GÖNDERİRDİ. KIŞIN  DA YAZIN    DA YÖRÜK KADINI GÜNÜNÜ DOLU DOLU  GEÇİRİR. ÇALIŞMAKTAN,  HAYATINDAN,HAYRANLARINDAN MUTLULUK  DUYAR VE  HÂLINE ŞÜKREDER.

YAZIN İŞLERİN ÇEŞİTLERİ BİRAZ DAHA ARTAR. HAYVANLAR SAĞILIR VE SÜTLERİ SÜZÜLÜR. SÜTÜN BİR KISMI YOĞURT BİR KISMI  PEYNİR  YAPILIR. YÖRÜKLERİN EN SEVDİĞI GIDALAR YOĞURT,AYRAN PEYNİR VE LOR YÖRÜK  HANIMLARININ HAMARAT ELLERİNİN ÜRÜNÜDÜR. BU ÜRÜNLERİN BİR KISMI HAFTANIN BELİRLİ GÜNLERİNDE PAZARLARA GÖTÜRÜLEREK SATILIRDI. BU BABANIN VAZİFESİ İDİ.

HAFTADA BİR KEZ YÖRÜK KADINLARI YUNAK YANİ ÇAMAŞIR YIKARLARDI. ÖNCE DERE KENARLARINA ATEŞLER YAKILIR VE KAZAN İLE SU KAYNATILIRDI.KÜL VE TOKAÇ İLE ÇAMAŞIRLAR ARINDIRILIRDI. EN SONUNDA İSE  KÜÇÜK  ÇOCUKLAR  ÇİMDİRİLİRDİ.

EVİN(ÇADIRIN) HANIMI CUMA GÜNLERİ  EŞİNİ VE BÜYÜKLERİNİ EN GÜZEL KIYAFETLERLE GİYDİREREK CUMA NAMAZINA GÖNDERİRLERDİ. RAMAZAN AYINDA  ÇADIRLARDA HOCALAR AĞIRLANIR VE TERAVİH NAMAZLARI KILINIRDI. YÖRÜK KADINI  DOKUMACILIKTA DA BECERİKLİDİR. KEÇİ KILINDAN VE KOYUN YÜNÜNDEN DOKUMALAR VE ÖRMELER YAPARLAR. ÇADIR,KİLİM,ÇUL(BİR TÜR  YAYGI,ÖRTÜ) DOKURLAR VE KEÇE, PEÇENEK YAPARLAR. 

YAZDAN KIŞ HAZIRLIKLARI DA OBA KADINLARI TARAFINDAN HEP BEREBER YAPILIRDI. DERİYE PEYNİR, ÇÖKELEK, KAVURMA BASTIRILIR. ERİŞTE KESİLİR VE TARHANA YAPILIRDI. SÜT KURUSU, TEREYAĞ KADINLARIN HAMARAT ELLERİNDE HAZIRLANIRDI. YÖRÜKLERİN  BAŞLICA YEMEKLERİ:TOPALAK, ÖĞMEÇ ÇORBASI, HÖŞMERİM TATLISI,KAVURMA, YAHNİ.AYRAN, YOĞURT OLMAZSA OLMAZDIR. MİSAFİRLERE MUTLAKA AYRAN VE KAHVE İKRAM EDİLİRDİ. KAHVELER HEMEN ATEŞDE KAVRULUR VE EL DEĞİRMENİNDE ÇEKİLİRDİ.

EVLİLİK VE DÜĞÜN  ADETLERİ: GÖRÜCÜ USULÜ  YANINDA  GENÇLERİN BİRBİRLERİNİ BEĞENEREK EVLENMELERİ DE SÖZ KONUSUDUR. GÖRÜCÜLERE ” YİTİKÇİ” DENİR. BUNLAR OBALAR ARASINDA ARAŞTIRMA YAPARLARDI. DÜĞÜN ÖNCESİ HAYVANLAR KESİLİR VE ETLER HAZIRLANIRDI. ÇOK ÇEŞİTLİ DÜĞÜN  YEMEKLERİ PİŞİRİLİRDİ.  ESKİDEN DÜĞÜNLER 3 GÜN SÜRERDİ.

GELİNLERE  GELENEKSEL VE YENİ YÖRÜK  KIYAFETİ  ÇİMDİRİLİRDİ VE BAŞINA KIRMIZI  DUVAK ÖRTÜLÜRDÜ. KINA GECESİ  OBA KADINLARI  TARAFINDAN  YAPILIRDI. GELİN ATA BİNDİRİLİRDİ. ERKEK TARAFINDAN BİRİ ATI YULARINDAN ÇEKERDİ. GELİNLERE İNDİRMELİK OLARAK HAYVAN HEDİYE EDİLİRDİ. MİSAFİRLER DÜĞÜN  SAHİPLERİNCE KARŞILANIRDI.

PANEL SORU, CEVAP VE TOPLU RESİM ÇEKİMİ İLE SONA ERDİ.

Bir yanıt yazın