Yörükler Orta Asya’dan beri kendi hayat tarzlarını oluşturmuşlardır. Yörükler; oba, oymak, boy ve ulus şeklinde ayrılırdı. Yaylak ve kışlalarda, her soyun kendi yaşadığı alana oba denmekteydi. Bir ya da iki tane oba halkına, oymak denirdi. Birkaç oymak birleştiğinde ise boy olarak adlandırılırdı. Boyların lideri boy beyi olarak ifade edilirdi. Boyların bir araya gelmesinden ise ulus meydana gelir; onun başındakine de ulus beyi denilirdi. Yılın sıcak zamanlarını serin yaylalarda, soğuk zamanlarını ise daha sıcak olan kışlaklarda geçiren Yörükler, gidiş gelişlerini belli bir düzen içinde yaparlardı.
Türkiye’de 24 Oğuz boyunun oymak ve aşiret adını almış binlerce köyü mevcuttur. Bundan da anlaşıldığı gibi Türkiye’de Yörüklerin çok bulunduğu yer diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü Türkiye çoğunlukla Yörüklerden oluşmuştur. Türkiye’nin mayası Yörüklerdir.
Osman Bey, Söğüt civarındaki Yörük beyliğini babası Ertuğrul Bey’den devralmıştır. Osman Bey’in beyliğinde 20 yıl yaşadıktan sonra bu küçük toplum aşiretten beyliğe, beylikten cihan devletine ulaşmıştır. Türk milletinin asli cevheri olan Yörükler, bütünlüğümüzün ve bağımsızlığımızın sembolü ve garantisidir.