
Kara Keçi
1000 yıl önce Orta Asya’dan Anadolu’ya Yörükler tarafından getirilen karakeçi cinsi keçiler Yörüklerle özdeştirilmiş olup Karakeçili Yörükleri ismini bu hayvanlardan almıştır. Son zamanlarda sayıları hızla azalan bu karakeçi türü aslında ormanın dip bitkilerini yediği için ormanın nefes almasını sağlar ve yangın çıkma olasılığını azaltır. Karakeçi ya da diğer ismiyle kıl keçisi Anadolu coğrafyasının yahut Türklerin ve Yörüklerin esas keçisidir. Coğrafi ve iklim şartlarının zor olduğu bölgelere kolay uyum sağladığı, sakallı boynuzlu ve inatçı bir türdür. Kayalıklarda tepelerde gördüğünüz keçi işte bu türdür. Son derece kanaatkâr bir hayvandır ve açlığa dayanıklıdır. Meşhur Yörük çadırları, heybe urgan kilim yular gibi minimum eşyalarında bu kıl keçisinin kılından yapılır.
Son dönemde keçi sütüne artan talep keçi üretimini arttırdı diyebiliriz. Özellikle yeni doğmuş bebeklere keçi sütü aranır oldu. Zira yünü, kılı, eti, sütü, peyniri ile eşsiz bir hayvan olan keçinin doğal ve şifalı tüm cins otları yediği için tıpkı bir arının bal üretmesi gibi şifalı bir süt üretiyor. Keçi sütünün gerçekten de eşi benzeri yok.
Orta Asya’dan Anadolu’ya göç ederken en sadıkane yoldaş keçi olmuştur. Türkmenler dağ keçisinin ve tekelerin, bağımsızlık, kararlılık, güç, cesaret ve asalet timsali olduklarına inanılır. Türk yapılarının eskilerinde yazıtlarda dağ keçisinin boynuzları ve süslemelerinde boynuz motifi yer bulmuştur. Kültürümüze ve eski yaşam biçimine yansımıştır.
Koyunlar
Koyun, geviş getirenlerden, eti, sütü, yünü, derisi için yetiştirilen evcil bir hayvandır. Koyun, Yörüklerin en çok faydalandığı hayvanlardan biridir. Koyunların yeryüzünde ilk olarak Orta Asya’nın yayla ve dağlarında insanlardan uzak ve yabani bir şekilde yaşamış oldukları sanılıyor. Orada evcilleştirilip Yörüklerle beraber Anadolu’ya gelmiştir. Yörükler koyunun yününden çeşitli el sanatları yapışlardır. Halı, kilim, keçe, çorap, yün içlik vs. yapımında koyunların yününden faydalanılmıştır. Peynir, lor, yoğurt vs. yapımında ise sütünden faydalanılmıştır.

Bozırk
Balkan ülkelerinin hepsinde görülmektedir. Ülkemizde ise Trakya Sivrihisar arasındaki alanda yaşamlarını sürdürmekte idiler. Ama şimdilerde bu alan küçüldü. Marmara denizinin güney kesimlerinde ve Trakya bölgesinin dağlık kesimlerinde küçük sürüler halinde yaşamaktadırlar. Bu sığırlar iş gücü ihtiyacının fazla olduğu alanlarda yani öküz olarak kullanılmaktadırlar. Boz sığırın türü yok olmakla karşı karşıyadır. Boz sığır ırkının ülkemizde Edirne, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Kocaeli illerinde toplam sayısı 1500 adettir. Gebze Sığırlık Merası’nda 175 baş boz sığır ırkı koruma altına alınmıştır. Sığırlık Merası’ndaki Yörükler bu nesli tükenmekte olan ırkı üretmeye çalışmaktadır.
Bozırk Sığırların Ülkemiz Açısından Önemi
İlçemizde büyükbaş hayvan yetiştiricisi olan Yakup ÇİRKİN, Recep ÖZGÜR, Mustafa ÖZGÜR gıda ve tarım hayvancılık bakanlığının 12 Mayıs 2015 tarih 29353 sayılı resmi gazete ve 2015-7 sayılı hayvancılık desteklemeleri hakkında uygulama esasları tebliği ile hayvan genetik kaynakların yerinde korunması ve geliştirilmesi projesi ülkemiz genelinde toplam 1500 baş boz sığır ırkı içerisinde 225 baş boz sığır ırkı ile yer alan 14 işletmeleri kapsamındadır. Bakanlığımız eğitim yayım ve yayınlar daire başkanlığına sunulan 262 proje arasında ilk 10 proje arasına girerek genetik kaynakların korunması kapsamında Kocaeli bölgesinde boz ırk yetiştiriciliğinin yayılmasında ve sürdürülebilmesi yayım projesi kapsamında olup proje İl Gıda Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.